Travma Sonrası Büyüme: Zorluklardan Güçlenerek Çıkmak Mümkün mü?
- Merve Ayas
- 13 Tem
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Ağu

Hayatımızda bazen varlığımızı tehdit altında hissettiren beklenmedik ve ani olaylarla karşılaşırız. Depremler, kazalar, ciddi hastalıklar, sevilen birinin kaybı ya da bizi sarsan hayal kırıklıkları… Bunlar çoğu zaman benliğimizde derin izler bırakır ve bizi psikolojik olarak sarsar. Ancak araştırmalar, yaşanılan travmatik olayların yalnızca yıkıma neden olmadığını bazı insanlarda tam tersine bir tür “psikolojik büyüme”yi destekleyebileceğini göstermektedir. Bu olumlu değişim süreci, literatürde travma sonrası büyüme olarak tanımlanır.
Travma Sonrası Büyüme Nedir?
Travma sonrası büyüme, zorlayıcı bir stresin ardından kişinin kendisini daha güçlü hissetmesi, yaşam değerlerini yeniden değerlendirmesi, sosyal ilişkilerinde daha güçlü ve derin bağlar kurması, yaşamındaki öncelikleri yeniden gözden geçirmesi, sıradan şeylerin kıymetini fark etmesi, hatta maneviyatında bir derinleşme yaşaması gibi olumlu değişimleri kapsar. Yani kişi deneyimlediği travmatik yaşantıdan sonra kendisini eskisinden bile daha dirençli, olgun ya da anlam arayışına daha yakın hissedebilir. Bu sürece “post-traumatic growth” yani travma sonrası büyüme adı verilir.
Travma Sonrası Büyümenin Boyutları
Çalışmalar, travma sonrası büyümenin beş temel boyutta ortaya çıktığını öne sürüyor:
· Yaşamın değerini fark etme: Günlük hayatın sıradan detaylarına bile minnet duymak, kişinin yaşamdan zevk alma becerisinin artması.
· İlişkilerde olumlu değişimler: Empati yeteneğinin güçlenmesi, daha samimi ve destekleyici ilişkiler kurma.
· Kişisel güçlenme: Zor bir sürecin üstesinden gelmenin verdiği kendine yeterlilik ile artan özgüven.
· Yeni olanakları keşfetme: Hayat amacını yeniden sorgulayıp farklı yollar ve roller arama cesareti.
· Maneviyat ve varoluşsal gelişim: İnanç sisteminde derinleşme, hayata dair anlam arayışında değişim. (Ezerbolat & Yılmaz Özpolat, 2020).
Bu beş boyut ile bir travmanın sadece kayıplara yol açmadığını, aynı zamanda bir kırılma noktası olarak yeni perspektifler kazandırabileceğini de gösteriyor.
Travma Sonrası Büyüme Nasıl Desteklenir?
Travma sonrası büyüme kişinin aktif şekilde baş etme stratejileri geliştirmesiyle başlar. Ken
diliğinden oluşan-otomatik- bir süreç değildir.
· Duyguları ifade etmek: Korku, üzüntü, öfke gibi baş etmesi zor duyguları bastırmak yerine paylaşmayı seçmek büyümeyi kolaylaştırır.
· Profesyonel destek almak: Psikolojik danışmanlık ya da terapi, travmanın işlenmesine yardımcı olur.
· Sosyal destek ağlarını güçlendirmek: Yalnız hissetmemek, kişiyi yaşadıklarını anlamlandırma çabasında motive eder.
· Pozitif yeniden değerlendirme: Olayı hayatın yeni bir sayfası olarak görmek, kişiye daha güçlü bir bakış açısı kazandırır (Ezerbolat & Yılmaz Özpolat, 2020).
Travma Sonrası Büyümenin Klinik Önemi
Travma yaşayan kişilerin sadece semptom odaklı tedaviye yönlendirilmesiyle birlikte büyüme potansiyeli gözden kaçırılabilir. Klinik psikoloji alanında çalışan uzmanlar, travma sonrası büyümeyi destekleyecek terapi yaklaşımlarına da yer verirler. Örneğin travmatik bir kayıp sonrası yapılan yas danışmanlığında kişiye “bu acıdan neler öğrendiniz?” sorusunu yöneltmek kişiye farkındalık kazandırabilir ve büyüme sürecini başlatabilir.
Travma kaçınılmaz bir şekilde yıkıcı olabildiği gibi aynı zamanda bir dönüm noktası da yaratabilir. Yaşamın kırılganlığını görmek önceliklerin gözden geçirmesine yol açar. Travma sonrası büyüme olasılığı ile kişinin benlik saygısı artırılabilinir. Bu süreçle beraber uzun vadede daha sağlıklı ilişkiler kurmak ve hayata dair yeni bir bakış açısı kazanmak, umudu besler. Sonuç olarak bu kavram bize acı verici deneyimlerin bile, bizi direçli ve daha empat birine dönüştürebileceğini anlatır.
Kaynakça
İnci, F., & Boztepe, H. (2013). Travma Sonrası Büyüme: Öldürmeyen Acı Güçlendirir mi? Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 4(2), 80-84. doi:10.5505/phd.2013.29392
Ezerbolat, M., & Yılmaz Özpolat, A. G. (2020). Travma Sonrası Büyüme: Travmaya İyi Yanından Bakmak. Kriz Dergisi, 28(2), 147-158. doi:10.1501/Kriz_0000000353
Yorumlar